Özgürlüğe Pedal

ozgurluge-pedal1-bisiklopedi.jpg

Özgürlüğe Pedal*

Nerede olursa olsun, pedal çevirirken birçoğumuzun yaşadığı ortak bir duygu özgürlük. Engellenmeden, bir şeye, birilerine bağlı olmadan eyleme halinin bizi iki teker üstünde götürmeyeceği yer yoktur herhalde bu dünyada. İcadından sonra hızla artan bir ilgi ve kullanıma sahip bisikletin kadın özgürleşme hareketi tarihindeki yeri de son yıllarda birçok kitap, makale, blog yazarına konu oldu, olmaya devam ediyor. Ayrıca internette çok sayıda, farklı ve harika görsel de var. Özellikle siyah-beyaz, kimisi hafif solmuş eski fotoğraflarda bisiklet üstünde ya da yanında durmuş kadınların yüzlerindeki ifadeyi tanımlayan kelime ise mutluluk. Bu fotoğrafları görmek için internette anahtar kelime olarak kadın, bisiklet ve özgürlük yazmak yeterli. Bilgisayarda sayfalar arasında dalıp gitmişken, hayat ve bisiklet hikayeleriyle karşıma iki kadın çıktı. Onlardan daha önce bihaber olduğuma hayıflanarak haklarında ne karşıma çıkarsa okumaya başladım.

İlk kadın Alice Hawkins'ti
Alice bir süfrajet (suffragette). Süfrajetler, 19. yüzyılın sonu ve 20. Yüzyılın başlarında başta İngiltere olmak üzere Amerika Birleşik Devletleri’nde oy hakları için mücadele eden kadınlara verilen isim. Genelde oy hakları için mücadelelerinden bahsedilse de, onlar ayrıca erkeklere tanınan imtiyazları reddedip kadınların kamusal alanda varlıklarını hiçe sayan birçok kanun ve kuralı tanımayan oyunbozanlar. Alice onlardan birisi ve bir bisiklet kullanıcısı. Daha çocuk yaşta İngiltere’de fabrikada çalışmaya başlamış. Kadın-erkek arasındaki ücret eşitsizliğine ve çalışma koşullarının uygunsuzluğuna boyun eğmeyip gösterilere katılmış. Birçok defa da tutuklanmış.

Alice, her pazar bisikletine atlar kilometrelerce, sürebildiği kadar bisiklet sürüp, yaşadığı bölgedeki diğer çalışan kadınlara ulaşmaya çalışmış. Toplumsal cinsiyet kurallarının ona biçtiği yerden, evinden ayaklarının gücüyle uzaklaşmış. Aktivist oluşu ve bisiklet sürmesi yetmiyormuş gibi, şehirde ilk pantolon giyen kadınlardan biri olması yine birçok kişinin öfkesini üstüne çekmiş. Tüm ömrünü kadın özgürlük hareketinde uğraş vererek bisikletin üstünde geçirmiş. Bisiklet süfrajet hareketinde sadece Alice gibi birçok kadının kullandığı araç değil bir özgürlük sembolü de olmuş.

Diğer kadın ise Annie
Alice, İngiltere’de bisikletinin üstünde mahalle mahalle dolaşırken, o yıllarda Amerika Birleşik Devletleri’nde Annie Cohen Kopchovsky, takma adıyla Annie Londonderry, bisikletle dünya turuna çıkacağını ilan eder. Daha önce hiçbir kadın dünyayı bisikletle gezmemiştir. Günümüzde bile kadınların tek başına bisikletle dünya turuna çıkmasının zorluğunu düşünürsek, 1894 yılında Annie’nin kararı ve tamamladığı turu efsanevi, mucizevi ve devrimsel olarak tanımlamak abartı olmaz.

Annie, bu tura başladığında 23 yaşındadır ve 3 küçük çocuğu vardır. Rivayet odur ki, tur fikri bir iddia ile başlar; iki işadamı hiçbir kadının böyle bir şeyi başaramayacağını söyler. Bu iddiayı çürütmek, üstüne de para kazanmak için Annie Boston’dan yola çıkar. Bahse girmesi bahanesi olsa gerek, yola çıkmadan önce “Her sene önlüğümün içinde, evde bebeklerle hayatımı geçirmek istemedim” der bir röportajında. Fransa, Mısır, Yemen, Singapur geçtiği ülkeler arasındadır. 15 ay sonra Boston’a geri döner. Başarmıştır. Şöyle der: “Kadının fiziksel gelişimi için bisiklet hakkında ne düşündüğümü öğrenmek mi istiyorsunuz? Deneyimden biliyorum ki, kadını tekerlekten daha iyi güçlendiren bir şey yok. Kadınlara söyleyin korselerinden kurtulsunlar. Eğer kadınlar tekerlek üstünde doğru düzgün egzersiz yapacaklarsa, hoş bir şekilde yuvarlak hatlara, zeki aydınlık gözlere, sağlıklı yanaklara sahip olacaklar ve yıl boyunca kendilerini aktif hissedecekler.” Turdan sonra, New York’ta bir gazetede yazmaya başlar. 1947 yılında da vefat eder. Yaptıkları kısa sürede unutulur. Ölümünden sonra hatırlayanı da pek olmaz.

Neyse ki, 2008 yılında Peter Zheutlin Annie hakkında bir kitap yazmış: Around the World on Two Wheels: Annie Londonderry’s Extraordinary Ride - İki Teker Üstünde Dünya Turu: Annie Londonderry’nin Sıradışı Turu. Ayrıca, yönetmen Gillian Klempner Willman da bir belgesel çekmiş (The New Woman: Annie “Londonderry” Kopchovsky - Yeni Kadın: Annie “Londonderry” Kopchovsky) ve ödüller almış.

Günyüzüne bisikletiyle yeniden çıkmış Annie
O yıllarda İngiltere ve Amerika’da kadınlar bisiklet üstünde özgürlük mücadelesi verirken, Anadolu’da neler oluyordu diye merak ediyor insan. Bisiklet geç girmiştir memleket topraklarına ve kadınların bu ‘şeytan arabası’na binmeleri de pek mümkün değildir o vakitler. Her ne kadar kadınların hayatlarında bisiklet olmasa da, Osmanlı döneminde yaşamış, hakları, özgürlükleri için mücadele etmiş birçok kadın dernek ve dergiler aracılığıyla örgütlenmeye başlamıştır.

Fatma Aliye’yi bilir misiniz? Hani 50 TL’lik banknotların üstündeki kadın... Türk Edebiyatı’nın ilk kadın romancısı olarak tanınır Fatma Aliye. Başlarda kitap okumasına bile izin vermeyen kocasına rağmen romanlar yazmış, çeviri yapmış Fatma Aliye’nin internette gördüğüm bisikletli fotoğrafının hikayesine bir türlü ulaşamadım. O fotoğraf, Cumhuriyet dönemi ile birlikte değişmeye başlayan kadınların artan bisikletin kullanımının işareti gibiydi.

1930’lu yıllardan itibaren durum değişmiştir. Türkiye’de de artık kadınlar bisiklet üstündedir. Dönemin birçok dergisinde kadınlar için bisiklet kullanımının teknik bilgilerini içeren, sağlığa faydalarını anlatan yazılara rastlanır. Bisiklete binmeleri özendirilir. 1955 yılında sadece kadınların katılabileceği bir bisiklet yarışı bile yapılır.

Yıllar yılı artan bir ilgiyle günümüze kadar gelir; bisiklet kullanımı kadınların da günlük hayatının bir parçasıdır artık. Her ne kadar dünya üstünde bisiklet kullanan erkek sayısı kadın sayısının üç katı olsa da, güvenlik kaygısı yaşasak da, büyük bisiklet yarışlarının çoğu erkekler arasında yapılsa da ve medya, kadın yarışlarına erkeklerinki kadar ilgi göstermese de yollarda, sokaklarda kadın bisikletçilere, sporculara daha fazla rastlıyoruz. Ve birçok ülkede bisiklet yıllar önce olduğu gibi bugün de kadınlar için özgürleşmenin aracı ve sembolü.

Özgür ve eşit bir dünyaya doğru bisiklet üstünde pedallarken, tarihten bisikletleriyle karşımıza çıkan bu kadınlar bizlere ilham vermeye devam edecekler.

*Bu yazı Esra Ertan tarafından yazılmış, 8 Mart 2016 tarihinde Cyclist dergisinde yayınlanmıştır.

ABC...